İnsan Kaynakları Yönetiminin Gelişimi

19.yy’ın ilk yıllarında, insan kaynaklarının planlanması doğrudan üretim sahasında çalışanların üzerinde fokuslanmıştır.

Dünyada 1945’li yıllarda meydana gelen bu oluşum bundan sonraki yıllarda artarak devam etmiştir. Bu ilginin artmasının sebebi ise, dünya savaşları esnasında var olan genç istihdamın silahaltında heba olmasıyla, genç nüfusun kıtlığı ile ortaya çıkmıştır.

1990’lı yılların başından günümüze değin değişen savaşsızlık durumu ve teknolojik devrimi hasebiyle ciddi manada insan kaynakları yönetiminde kat edilen bir yol ve güzergâh vardır. O yıllardan günümüze kadar insan gücünü var olan organizasyon da kullanabilme ve bu durumu teoride ve pratikte hayata geçirebilme amacıyla ciddi bir önem kazandığı söylenebilmektedir. Bu durumun nihai son kısmı da, nitelikli olan insan gücünün ihtiyaçları artarken, niteliği olmayan insan gücü taleplerinde elle tutulur bir oranda azalma görülmektedir.

 

Ülkemize baktığımız da ise bu tür çalışmalar için, elde edilecek insan kaynakları yönetimine ilişkin çalışmaların tamamı yaklaşık olarak on beş yıllık bir tarihe vakıftır.  İnsan gücü talebinin akıl ile örtüşerek kullanılıyor olması ve kısa değil de uzun bir süreçte insanın kendi gücünde bulunan bazı sorunların giderilmesi maksadı ile hem özel kesimde hem de kamu kesiminde insan gücünün belirli bir planlamasının yapılması zaruri şartlar altında görülmektedir.

 

Türkiye’de kamu kesiminin ve kamu çalışanlarının ciddi bir payı olması sebebiyle de bu durum farklı bir yer tutmuş ve çalışanların haklarını dillendiren bir merci olarak görülmüştür. Ayrıca bu durum, insan gücünün ihtiyacının neler olduğunu saptamış ve bu saptanmayı planlamanın yoluna bakılmıştır.